
İlaçlar bir yana, hayatta karşılaştığımız güçlüklerle başedebilmek içinönce hayata ve insanlara karşı bir bakış açımız, bir felsefemiz olmalıdır.
Çünkü insanların sesi ancak birşeylere inandıktan sonra yükselmeye başlar. Hayata karşı bakış açınız belli bir sağlamlığa ulaştığında yeteneklerinize daha yakından bakar, onlarla daha çok ilgilenir, onları daha rahat öne sürebilirsiniz.
Bazı alanlarda güçlenmiş insan ifade güçlüğü çekmeyecektir. işte kendine karşı güvensizlik duyanların çoğu, güçlendirilmeye müzait yönlerini başı boş bırakanladır.
Bir insanın, diğer insanlar karşısında kendisini savunmasız hissetmesinde, aşırı derece de heyecanlanmasında, kendi konumunu küçümsemesinin büyük payı vardır.
Bilinmelidirki her insan aynı dercede değerlidir ve herşeyden önce 'insan olarak' en büyük konuma sahiptir.
İnsan olma onuru, her zorluğu yenecek güçtedir. Önünde eğilinmesi gereken bir konum varsa o da insan olma onurudur.
Bunu anlayamayan insanların karşısında duyacağınız aşırı heyecan, insan olmanın anlamına karşı en büyük haksızlık olacaktır.
Heyecanların, eksikliklerin, yanlışlıkların arkasında ki insanı, o yüce varlığı, yaratılanların en şereflisini göremeyenlerin hakkınızdaki kanaatlerine değer vermeye kalkışmak saçmalıktır.
Söz almaktan konuşmaktan korkanlar, bunu yapmak mecburiyetinde kaldıklarında adrenalin dalgalarında çırpınanlar,her teşebbüslerini bir deney olarak görüp ısrarla yeniden denemelidirler.
kendinizi zorlamadan hiçbirkonuda başarılı olamazsınız. Ve yüzme denizde öğrenilir, karada değil; suya atlamalısınız...
R.Şükrü Apuhan'ın Başarı İçin Gençlere 33 İşaret adlı Kitabı' ndan alıntıdır.
Yorumlar
Yorum Gönder