Ana içeriğe atla

Başarıyı yakalamak için önce kendinizi tanıyın

Başarıyı yakalamak için önce kendinizi tanıyınGüçlü yönlerinizi belirleyin: Analiz sonunda en iyi sonucu en güçlü olduğunuz alanlarda aldığınızı göreceksiniz. Daha sonra güçlü olduğunuz alanlara konsantre olup, bunları geliştirmeye gayret edeceksiniz.

Kendi alanında çok bilgili olan kişiler, diğer bilgi alanlarını küçümseyebilir. Bazı teknik elemanlar veya mali analistler, insanı konu alan bilim dallarında bilgisiz olduklarını neredeyse öğünerek söyler. Aynı davranış biçimi sosyal bilimcilerde de görülür. Gelişimi engelleyen bu tuzağa düşmeyin ve başarı için önemli olan diğer alanlarda hiç olmazsa temel bilgileri edinmeye çalışın.

Düşüncenizin ve hedefinizin peşinden gidin. Bir fikrin ve planın takibi yapılmadığında sonuç almak imkansızdır. Çok başarılı bir plancı hazırladığı planı teslim ettiğinde işinin bittiğini düşünürse bir yere ulaşamaz. Çünkü planın bittiği nokta işin başlaması gereken noktadır. Planı uygulayacak kişiler bulunmazsa, bu kişilere gerekli eğitim verilip uygulamayla geçilmezse, planlar bir işe yaramaz.

İlişkilerinizde kırıcı olmayın. Doğada birbiri ile temas eden iki hareketli cisim sürtünme direncini yaratır. Makine yağı ise cisimlerin yıpranmasını önler, hareketi hızlandırır. İnsanlararası ilişkilerde yıpratıcı sürtüşmeler ise iyi giden projeleri ortada bırakabilir. Böylesi durumlarda bir damla nezaket, bir "lütfen" veya bir "teşekkür" yıpranma ve kırılmaları azaltır.

Zayıf olduğunuz alanlardan uzak durun. Size bir makam önerildiğinde, görev sizin bilgi alanınızın dışındaysa kesinlikle hayır deyin. Çünkü zaman ve prestij kaybı sizi yolunuzdan alıkoyar.

Kişiliğinizi değiştirmeye çalışmayın. Herkesin kişiliğine göre bir işi yapış ve bir görevi yerine getiriş tarzı vardır. Bu 
tarz, parmak izi gibidir, değiştirilemez. Bu nedenle elinizdeki işe başlamadan önce çok oluşan kişiliğinizi değiştirmeye çabalamayın. Kişiliğinizi ve iş yapma tarzınızı "veri" olarak kabul edip, buna uygun iş ve görevler bulmaya gayret edin.

İş yapma tarzınızı analiz edin: Bir konuyu kimisi dinleyerek, kimisi ise yazarak kavrayabilir. Bazıları, rakamları analiz ederek bir karara varabilir, bazıları ise gözlemle. Kendi kavrama ve iş yapma tarzınızı belirlerseniz, daha iyi sonuçlar alabilirsiniz. Öğrenme yöntemlerinden hangisinin size uygun olduğunu da en iyi siz tespit edip hayata geçirebilirsiniz.


Fark yaratacak sonuçları hedefleyin: Yukarıda sıralanan önerilerin uygulanması, bir sorunu çözecek, bir işte yenilik ve ilerleme getirecek sonuçların alınmasını kolaylaştırır. Kişinin fark yaratacak sonuçları hedeflerken, kendisini ve imkanları biraz "germesi" ve zorlaması yararlı olabilir. Ancak aşırı bir iddia ile gerçekleşmesi çok zor sonuçları hedef tahtasına koymak tüm çabaların boşa gitmesine yol açar.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İnsanlara kendinizi inandırma yolları

İnanmak, söylediklerinizin karşınızdaki tarafından psikolojik olarak onaylanmasıdır. Bu olmadan hiçbir olumlu tepki alamazsınız. İnsanların sizi yürekten onaylamasını nasıl sağlarsınız? Bu sorunun yanıtı pek çok şeye bağlıdır O kişinin sizinle olan geçmiş deneyimleri; sizin kişiliğiniz, sosyal konumunuz, dürüstlük, nesnelliğiniz; beden diliniz (Görünüşünüz, sesinizin tonu, konuşma hızınız, fiziksel davranışlarınız).Ama inandırma yı sağlamada başrolü coşkunuz ve kanıtlarınız oynar. Söylediğinizi coşkuyla anlatıyorsanız, sizi dinleyen söylediğinize inanmış olduğunuzu düşünür. Bunun için güzel konuşmada usta, çok akıllı, duygusal veya ünlü bir kişi olmanız gerekmez. Söylediğinize gerçekten inanıyorsanız, zaten bunu coşkuyla anlatır ve karşınızdakine de söylediklerinize gerçekten inandığınızı göstermiş olursunuz. Onu bu etkiler. Coşku niçin bu kadar etkilidir? Çünkü karşınızdaki hangi nedenlerle bu kadar coşmuş olabileceğinizi kendisine sormaya başlar. Coşkunuz onun için bir bilmece gi

İnsanları etkilemek için : Aynalama Tekniği

Hiç tanımadığımız bir ülkeye gittiğimizde büyük bir yabancılık çekeriz. İnsanlara kolayca ısınamayız. Ama bir gün bir lokantada otururken Türkçe konuşan birini görürsek hemen yanına gideriz, hiç tanışmasak bile birden ahbap oluruz.  Orada aynı dili konuşan benzer iki insanızdır. İşte bu örneğin temelinde de aynalama tekniği vardır. İnsanlar ortak nokta buldukları insanlardan hoşlanırlar. Hoşlandıkları insanlarla da ortak nokta oluşturmaya çalışırlar. Aynalama  karşımızdaki kişinin hareketlerini, ona belli etmeden taklit etmektir. Bu teknik aradaki bağı birden artırır. Biriyle konuşurken, o bacak bacak üstüne atmışsa siz de aynı bacağı atın, o kollarını kavuşturmuşsa siz de yapın, tıpkı aynaya bakar gibi. Ama bunları belli etmeden yapın ki bilinçaltını etkilesin. Aynalama  tekniğinin en çok işe yaradığı yerlerden biri de birinin teselli edilmesidir. Üzgün bir yakınımızı gördüğümüzde yanına gidip onu teselli etmeye, onun moralini düzeltmeye, enerjisini artırmaya çalışırız. Ama o üzg

Beden Dilinin Önemi - Konuşmadan Anlaşabilme

Profesör Doktor Albert Mehrabian' ın yaptığı araştırmaya göre kişilerarası iletişimde 7 - 38 - 55 kuralı geçerlidir. Bu kural; iletişimde yüzde 55 beden dilinin, yüzde 38 ses tonunun, yüzde 7 konuştuğumuz kelimelerin etkili olduğunu söyler. Toplumdan topluma küçük farklılıklar göstermekle birlikte bu kural tüm dünyada kabul görmektedir. Burdan çıkaracağımız; karşımızdaki kişiler büyük ölçüde beden dilimizi değerlendirir. Yani bir şeye ağzınızla evet derken başınızı iki yana sallıyorsanız, ağzınızdan çıkanın bir önemi yoktur. Tüm insanlar beden dilini kullanmayı bilerek doğar, çünkü bu kendimizi ifade etmede bir gereksinimdir. Etrafınızdaki çocukları inceleyin. Vücutlarını aktif olarak kullanırlar, daha kendilerini tam olarak ifade edemedikleri için vücut dillerinden yardım alırlar, biz onların ifade zorluğu çektiğini farketmeyiz bile. Ama büyüdükçe vücudun rahatlığa alışmasından dolayı bu alışkanlık kaybolur ve iletişim azalmaya başlar. Bazı çocuklara büyümüş de küçülmüş dememizi