Ana içeriğe atla

İş ortamında beden dilini kullanma yöntemleri

İş ortamında beden dilini kullanmaİş ortamında bulunacağımız uzun yılları düşünerek ortama uygun davranmayı da öğrenmemizin kaçınılmaz olduğu açıktır. Tabii ki, işyerinde evimizdeki kadar rahat olamayız. Bu satırlarda vereceğimiz öneriler, sizin iş ortamında rahat etmenize mutlaka katkı sağlayacaktır.

Öncelikle mekansal sınırlara dikkat etmekle başlayın. Karşınızdaki çalışma arkadaşınıza dokunmanız gerekmediği sürece sakın dokunmayın. Çünkü karşınızdaki insan bunu taciz olarak algılayabilir. Bakışlarınız rahatsız edecek kadar uzun olmasın. Karşınızdaki insanla konuşurken yüzünüzle, mimiğinizle tepki verin. Bazen söylediklerini tekrar edin. Duruş pozisyonlarını sakın pas geçmeyin.

Kendinizi gösterebileceğiniz anları iyi değerlendirin; ruhen ve bedenen, dengeli bir tarz sergileyin. Şirketinizde sizi ön plana çıkaracak etkinlikler yapın. Çok çalışkan bir personel olmak bazen bunun için yeterli olmuyor. İş yerinde gönüllü çalışmalara öncülük edin, sportif etkinlik düzenleyin, gezi, tiyatro gibi faaliyetler tasarlamanız, size artı puan kazandırır. Gülmeyi ve güldürmeyi sakın unutmayın. Pozitif olmak size, çevrenizdekilere ve işinize çok şey katacaktır.

İşyerinde, bazen çok sorunlu müşterilerle karşı karşıya gelmeniz kaçınılmazdır. Karşınızdaki insanın davranışı, aslında kendi sorunlarından kaynaklanmaktadır; ama hedef olarak sizi seçmiştir. Bu tür zamanlarda asla ağız dalaşına girmeyin, paniklemeyin ve onu anladığınızı hatta ona yardım etmek istediğini iletip ama imkansız kılan nedenleri sıralayın. Bazen “İnanın siz de benim yerimde olsaydınız bana hak verirdiniz.” diyerek kendi safınıza çekmeniz işe yarayabilir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İnsanlara kendinizi inandırma yolları

İnanmak, söylediklerinizin karşınızdaki tarafından psikolojik olarak onaylanmasıdır. Bu olmadan hiçbir olumlu tepki alamazsınız. İnsanların sizi yürekten onaylamasını nasıl sağlarsınız? Bu sorunun yanıtı pek çok şeye bağlıdır O kişinin sizinle olan geçmiş deneyimleri; sizin kişiliğiniz, sosyal konumunuz, dürüstlük, nesnelliğiniz; beden diliniz (Görünüşünüz, sesinizin tonu, konuşma hızınız, fiziksel davranışlarınız).Ama inandırma yı sağlamada başrolü coşkunuz ve kanıtlarınız oynar. Söylediğinizi coşkuyla anlatıyorsanız, sizi dinleyen söylediğinize inanmış olduğunuzu düşünür. Bunun için güzel konuşmada usta, çok akıllı, duygusal veya ünlü bir kişi olmanız gerekmez. Söylediğinize gerçekten inanıyorsanız, zaten bunu coşkuyla anlatır ve karşınızdakine de söylediklerinize gerçekten inandığınızı göstermiş olursunuz. Onu bu etkiler. Coşku niçin bu kadar etkilidir? Çünkü karşınızdaki hangi nedenlerle bu kadar coşmuş olabileceğinizi kendisine sormaya başlar. Coşkunuz onun için bir bilmece gi...

Çalışmak mı? Ev hanımı olmak mı?

Çalışan bütün kadınlar koşturmacanın içinde  olmak tan sıkıldıklarını dile getirerek evde otursam keşke ev  hanımı  olsam diye iç geçirirler zaman zaman.Ki bu zamanlar genellikle henüz çözülemeyen problemlerin olduğu sancılı dönemlerdir. Aynı şekilde ev hanımları da evde kalmanın güzelliklerinin yanında bütün gün evde paslandıklarınıi, üretmediklerini hatta zamanla yemek ve temizlik yapmaktan başka işe yaramadıklarını düşünür hale gelirler. İnsanların bulundukları hallerden ötürü benzer piskolojiye girmeleri normaldir. Bulunduğu durumdan memnuniyetsiz, hep olmayana özenir hale gelebilirler. Önce çalışan fedakar kadının bir gününü özetleyelim: Günü bir önceki günden programlıdır genellikle. Akşamdan ertesi gün giyeceği ütülenmiş, hazırdır. Her sabah saat çalmadan kalkmasına rağmen yinede kurulur o saat, malum işe geç kalmak gibi bir lüksü yok. Sabah sabah giyinip kuşanıp tam vaktinde çıkar evden. Eğer erken kalkmışsa o kısacık zamana akşamın yemeğini pişirmeyi ya da bi k...

İnsanlara isimleriyle hitap edin

Bir kimsenin ismini hatırlayıp onu kolayca söylerseniz emin olun ki o insana en büyük iltifatı yapmış olursunuz. Bunu daima hatırlayın, ama o insanın ismini unutmuş veya yanlış söylemişseniz büyük bir hata yapmış olursunuz. Bunu da aklınızdan çıkarmayın. Birçok kimse vardır ki isimleri hafızalarında tutmaktan veya böyle bir zahmete katlanma gereği görmediklerinden dolayı isim ezberlemezler ve bunu haklı göstermek için de fazla meşgul olduklarını söylerler. Bunlar unutuyorlar ki kendileri Cumhurbaşkanı Franklin Roosevelt kadar meşgul olamazlar, hâlbuki Roosevelt şoförlerinin bile isimlerini öğrenmeye vakit bulmaktadır. Franklin Roosevelt biliyordu ki insanları kendisine bağlamak ve onların iyi niyetlerini kazanmak için en önemli çare onların isimlerini hatırlamak ve onları pohpohlamaktır. Hâlbuki bunu aramızda kaç kişi yapar? Çoğu zaman bir yabancı ile tanıştırıldığımız zaman daha ona veda etmeden onun ismini unuturuz. İsim hatırlama kabiliyeti politikada olduğu kadar iş hayatın...