Ana içeriğe atla

Nostradamus Kehanetleri


The-End-Of-The-World-As-We-Know-ItNostradamus 16 yüzyılda yaşamış bir kahindir. Kendisine her zaman ilgi duymuşumdur. Ama alttaki kehanetlerini ilk kez duydum ve çok korkutucular.

    Müslümanlar ve Hristiyanlar Çarpışacak
Kehanete göre 2050 yılına kadar anti-Hristiyanlık akımı başlayacak ve bu Hristiyanlarla, Müslümanları karşı karşıya getirecek. Ve çok büyük savaşlar olacak, iki taraf da çok ağır kayıplar verecek.


-İslamcılar: 
İran, Afganistan, Pakistan, Tunus, Suriye, Sudan, Irak…

-Karşılarında: TÜRKİYE, İtalya, Fransa, Almanya, Avusturya, İspanya, Portekiz, Yunanistan, Makedonya, Macaristan, ABD, İngiltere



    Türkiye İslam orduları tarafından işgal edilecek.Saladin_and_Guy
Bu kehanete İslam orduları Türkiye, Makedonya, Yunanistan gibi devletleri işgal edecek ve buradan tüm Avrupa’da savaşlar başlayacak. Yunanistan kimyasal ya da biyolojik silahlara maruz kalacak. Akdeniz ve Ege sularında çok ağır silahlar kullanılacak. Nostradamus bu Hristiyanlık karşıtlığının doğu Karadeniz tarafından geleceğini öne sürmüştür.
    Avrupa’nın çoğu işgal edilecek.
Doğudan gelen güçler Ermenistan ve Türkiye üzerinden geçerek tüm Avrupa’ya yayılacak.

    Ama savaşın galibi NATO devletleri olacak.
Yani Türkiye’nin de içinde bulunduğu topluluk galip gelecek. Peki bu savaş ne zaman başlayacak. Bu savaşın başlayabileceği tarihler; 2000, 2002, 2013, 2015, 2016, 2017, 2019, 2021, 2030, 2037, 2038, 2044
    Savaş 27,5 Yıl Sürecek 
Rusya savaşın başında Müslüman devletleriyle işbirliği yapacak ama daha sonra taraf değiştirecek.
    isa1
    Hz.İsa geliyor.
Kehanete göre Hz. İsa geri gelecek, hatta gelmiş de olabilir ama biz onun Hz.İsa olduğunu bilemeyeceğiz. İşte geliş tarihleri; 2000, 2002, 2006, 2009, 2011, 2013, 2015, 2016, 2019, 2024, 2026, 2028, 2030,2038, 2041
Not: Bunu kehanetlerden ayrı olarak söylüyorum. Okuduğum ve kaynağını hatırlamadığım bir yazıya göre Hz.İsa gelmiş ve Irak’ta çeşitli anlaşmalar yapmış. İspatlayan kanıtlar varmış ama Vatikan tarafından yok edilmişler.



    Kutuplar değişecek, Dünya yerinden oynayacak.
Kehanete göre buzullar eriyecek ve tüm dünyayı sular basacak. Kuraklık, açlık hakim olacak. Bu eriyen sular başka bir noktada birleşecek ve bu Dünya’nın yörüngesini değiştirecek ve bu noktada çok fazla insan ölecek.  Depremler birbiri ardına gelecek. Bu olaylar savaşların hemen ardından 2050-2100 yılları arasında olacak.
    1000 yıllık sessizlik…
Tüm bunlardan sonra dünya sessizliğe gömülecek. Bin yıl boyunca savaş ya da felaketler olmayacak. Yani 2100-3100 yılları arasında sakinlik hakim olacak.
    2012’de kıyametin kopacağı bir saçmalık.
  İnsanlar okunma kaygısıyla “Nostradamus’a göre 2012’de kıyamet kopacak!!!” diye başlıklar atıyorlar. Bu kadar saçmalık olabilir mi? Nostradamus 2050’ye kadar savaş olacağını sonra 2100’e kadar doğal afetlerle boğuşacağımızı söylüyor. 2012 saçmalığı Maya takviminin 2012’de bitmesinden dolayı bir uydurmadır. Unutmayın evinizdeki takvim de bu yılın sonunda bitiyor.
    Kıyamet ne zaman kopacak?
Nostradamus’a göre kıyamet 3700’lü yıllarda kopacak. Yani eğer inanıyorsanız göremeyeceksiniz.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İnsanlara kendinizi inandırma yolları

İnanmak, söylediklerinizin karşınızdaki tarafından psikolojik olarak onaylanmasıdır. Bu olmadan hiçbir olumlu tepki alamazsınız. İnsanların sizi yürekten onaylamasını nasıl sağlarsınız? Bu sorunun yanıtı pek çok şeye bağlıdır O kişinin sizinle olan geçmiş deneyimleri; sizin kişiliğiniz, sosyal konumunuz, dürüstlük, nesnelliğiniz; beden diliniz (Görünüşünüz, sesinizin tonu, konuşma hızınız, fiziksel davranışlarınız).Ama inandırma yı sağlamada başrolü coşkunuz ve kanıtlarınız oynar. Söylediğinizi coşkuyla anlatıyorsanız, sizi dinleyen söylediğinize inanmış olduğunuzu düşünür. Bunun için güzel konuşmada usta, çok akıllı, duygusal veya ünlü bir kişi olmanız gerekmez. Söylediğinize gerçekten inanıyorsanız, zaten bunu coşkuyla anlatır ve karşınızdakine de söylediklerinize gerçekten inandığınızı göstermiş olursunuz. Onu bu etkiler. Coşku niçin bu kadar etkilidir? Çünkü karşınızdaki hangi nedenlerle bu kadar coşmuş olabileceğinizi kendisine sormaya başlar. Coşkunuz onun için bir bilmece gi...

Çalışmak mı? Ev hanımı olmak mı?

Çalışan bütün kadınlar koşturmacanın içinde  olmak tan sıkıldıklarını dile getirerek evde otursam keşke ev  hanımı  olsam diye iç geçirirler zaman zaman.Ki bu zamanlar genellikle henüz çözülemeyen problemlerin olduğu sancılı dönemlerdir. Aynı şekilde ev hanımları da evde kalmanın güzelliklerinin yanında bütün gün evde paslandıklarınıi, üretmediklerini hatta zamanla yemek ve temizlik yapmaktan başka işe yaramadıklarını düşünür hale gelirler. İnsanların bulundukları hallerden ötürü benzer piskolojiye girmeleri normaldir. Bulunduğu durumdan memnuniyetsiz, hep olmayana özenir hale gelebilirler. Önce çalışan fedakar kadının bir gününü özetleyelim: Günü bir önceki günden programlıdır genellikle. Akşamdan ertesi gün giyeceği ütülenmiş, hazırdır. Her sabah saat çalmadan kalkmasına rağmen yinede kurulur o saat, malum işe geç kalmak gibi bir lüksü yok. Sabah sabah giyinip kuşanıp tam vaktinde çıkar evden. Eğer erken kalkmışsa o kısacık zamana akşamın yemeğini pişirmeyi ya da bi k...

Beden Dilinin Önemi - Konuşmadan Anlaşabilme

Profesör Doktor Albert Mehrabian' ın yaptığı araştırmaya göre kişilerarası iletişimde 7 - 38 - 55 kuralı geçerlidir. Bu kural; iletişimde yüzde 55 beden dilinin, yüzde 38 ses tonunun, yüzde 7 konuştuğumuz kelimelerin etkili olduğunu söyler. Toplumdan topluma küçük farklılıklar göstermekle birlikte bu kural tüm dünyada kabul görmektedir. Burdan çıkaracağımız; karşımızdaki kişiler büyük ölçüde beden dilimizi değerlendirir. Yani bir şeye ağzınızla evet derken başınızı iki yana sallıyorsanız, ağzınızdan çıkanın bir önemi yoktur. Tüm insanlar beden dilini kullanmayı bilerek doğar, çünkü bu kendimizi ifade etmede bir gereksinimdir. Etrafınızdaki çocukları inceleyin. Vücutlarını aktif olarak kullanırlar, daha kendilerini tam olarak ifade edemedikleri için vücut dillerinden yardım alırlar, biz onların ifade zorluğu çektiğini farketmeyiz bile. Ama büyüdükçe vücudun rahatlığa alışmasından dolayı bu alışkanlık kaybolur ve iletişim azalmaya başlar. Bazı çocuklara büyümüş de küçülmüş dememizi...