Ana içeriğe atla

150 kalorilik bir atıştırma daha sonra yenilebilecek 400 kaloriyi önler.


Doğru alışkanlıklar edinerek aç kalmadan
kilo verebilir ve sağlıklı beslenebilirsiniz.




Salata yiyerek başlayın
Öğle yemeğine salata yiyerek başlayanların yüzde 12 daha az kalori aldıkları belirlenmiş. Bu nedenle öğleyin krem şantili yiyeceklerden uzak durun ve yemeğe salata yiyerek başlayın.
Kemer takın
Yüksek kalorili ama düşük besin değerli yiyecekler yemek istediğiniz zaman açlık hissetmeyecek kadar kemerinizi sıkın. Ulaşmak istediğiniz ölüçüye kadar bu yönteme devam edin.


Baharatlı gıdalar tüketin 
Metabolizmanızı çalıştıran kapsaisin çok acı biberde bulunur. Süt ürünleri ise kapsaisinin görevini yapmasına sudan daha çok yardımcı olur. 

10 öğün yiyin
Eğer iş ya da farklı nedenlerle stres yaşıyorsanız çok acıkmış hissedebilirsiniz.Bu durumda birşeyler yedikten 10 dakika sonra yine aç hissedebilirsiniz. Bu durumda günde 10 defa tüketebileceğiniz sebze ve meyveleri belirleyin ve bunları yiyin. 

Yağı azaltın
Pizza, lahmacun gibi yiyeceklerdeki yağları peçete yardımıyla azaltabilirsiniz.

Sebze ve meyveleri kabuklarıyla tüketin
Elma, armut, salatalık gibi meyve ve sebzelerin kabukları lif açısından zengindir. Hatta portakalı bile kabuğunun tamamını soymadan beyaz yerini bırakarak yiyebilirsiniz.

Süt için
Günde alınan 1800 mg kalsiyum kalori emilimini sağlıyor. Bu nedenle kahvenizi sütlü ya da kalsiyum içeren gıdalarla için. 

Düzenli olarak yiyecek günlüğü tutun
Protein, karbonhidrat, yağ gibi besinleri beslenme planınıza ne ölçüde dahil ettiğinizi böylece kontrol edebileceksiniz.

Tatlıya her zaman dikkat
Yemekten sonra ufak bir parça bitter çikolata yemek size kilo aldırmaz. Bunun dışında minik kekler yada meyve iyi bir seçenek olabilir. 

Sadece tek elle yiyin
Eğer bir partideyseniz, bir elinizle içecek, diğer elinizle çerez tüketmeyin.Sağ elinizle içip yerseniz daha az yiyip içersiniz.

Tabakta beslenin
Kavanozdan, kutudan ya da dev kaselerden yemeyin. Gıdaları tabağınıza alarak beslenin. Böylece daha az yersiniz.

Sevdiklerinizle zaman geçirin

İş arkadaşlarınız, dostlarınız veya ailenizden birileriyle vakit geçirin. Bu sıkıntılı dönemi daha rahat atlatmanızı sağlar.

Organik gıdaları tercih edin
Kepekli ve ya tahıllı ekmekleri, lifli gıdaları tercih edin.

Akşam yemeğine ne yiyeceğinize karar vererek çıkın
Restorana gittiğinizde ne yemek istediğinize düşünerek karar verin. Acele etmeyin, küçük porsiyonlu, doyurucu ancak az kalorili yiyecekleri yiyin. 

Yıkanmış, doğranmış sebzeleri alın
Enerji için düşük kalorili bu sebzeleri tüketebilirsiniz. Sebzeleri hemen ulaşabileceğiniz yerlere koyun. Böylece birşeyler yemek istediğinizde diğer kalorili seçeneklerden uzak durabilirsiniz.

Öğleden sonra birşeyler atıştırmayı unutmayın.
150 kalorilik bir atıştırma daha sonra yenilebilecek 400 kaloriyi önler. 

Dondurma yemek için dışarı çıkın
Dondurmalı soğuk pastalar, cipsler ya da peket dondurmalar yemek yerine dışarı çıkın. Eve bu tür kilo aldıracak yiyecekler almayın. Böylece canınız dondurma yemek istediğinde bir kutu yerine sadece bir külah dondurma yersiniz.

Ellerinizi meşgul edin
Stresliyken birşeyler yememenin en iyi yolu ellerinizi başka işlerle meşgul etmek. Bir paket cips yemek yerine örgü örerek stres atabilirsiniz. Resim yapmak, ağaçla ilgilenmek gibi işlerde sizi meşgul edebilir.

Ekmek almayın
Ekmek uzatanlara gülümseyerek teşekkür edin ve hayır deyin.

Yarım kalori yarım kaloridir!
Burger ya da sandviç yediğinizde mayınez, ketçap ya da krema koydurmayın. Bu tür servis edilenlerin kremalarını bıçakla üzeerinden alın. Böylece yarım kalori daha az almış olursunuz.

Bazen çılgın olun.
Hiçbir şey yememek sizi zayıflatmayacak ya da mutlu etmeyecek.Haftada bir ya da iki öğünde yemek istediğiniz her şeyi yiyerek kendinizi ödüllendirin.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İnsanlara kendinizi inandırma yolları

İnanmak, söylediklerinizin karşınızdaki tarafından psikolojik olarak onaylanmasıdır. Bu olmadan hiçbir olumlu tepki alamazsınız. İnsanların sizi yürekten onaylamasını nasıl sağlarsınız? Bu sorunun yanıtı pek çok şeye bağlıdır O kişinin sizinle olan geçmiş deneyimleri; sizin kişiliğiniz, sosyal konumunuz, dürüstlük, nesnelliğiniz; beden diliniz (Görünüşünüz, sesinizin tonu, konuşma hızınız, fiziksel davranışlarınız).Ama inandırma yı sağlamada başrolü coşkunuz ve kanıtlarınız oynar. Söylediğinizi coşkuyla anlatıyorsanız, sizi dinleyen söylediğinize inanmış olduğunuzu düşünür. Bunun için güzel konuşmada usta, çok akıllı, duygusal veya ünlü bir kişi olmanız gerekmez. Söylediğinize gerçekten inanıyorsanız, zaten bunu coşkuyla anlatır ve karşınızdakine de söylediklerinize gerçekten inandığınızı göstermiş olursunuz. Onu bu etkiler. Coşku niçin bu kadar etkilidir? Çünkü karşınızdaki hangi nedenlerle bu kadar coşmuş olabileceğinizi kendisine sormaya başlar. Coşkunuz onun için bir bilmece gi

İnsanları etkilemek için : Aynalama Tekniği

Hiç tanımadığımız bir ülkeye gittiğimizde büyük bir yabancılık çekeriz. İnsanlara kolayca ısınamayız. Ama bir gün bir lokantada otururken Türkçe konuşan birini görürsek hemen yanına gideriz, hiç tanışmasak bile birden ahbap oluruz.  Orada aynı dili konuşan benzer iki insanızdır. İşte bu örneğin temelinde de aynalama tekniği vardır. İnsanlar ortak nokta buldukları insanlardan hoşlanırlar. Hoşlandıkları insanlarla da ortak nokta oluşturmaya çalışırlar. Aynalama  karşımızdaki kişinin hareketlerini, ona belli etmeden taklit etmektir. Bu teknik aradaki bağı birden artırır. Biriyle konuşurken, o bacak bacak üstüne atmışsa siz de aynı bacağı atın, o kollarını kavuşturmuşsa siz de yapın, tıpkı aynaya bakar gibi. Ama bunları belli etmeden yapın ki bilinçaltını etkilesin. Aynalama  tekniğinin en çok işe yaradığı yerlerden biri de birinin teselli edilmesidir. Üzgün bir yakınımızı gördüğümüzde yanına gidip onu teselli etmeye, onun moralini düzeltmeye, enerjisini artırmaya çalışırız. Ama o üzg

Beden Dilinin Önemi - Konuşmadan Anlaşabilme

Profesör Doktor Albert Mehrabian' ın yaptığı araştırmaya göre kişilerarası iletişimde 7 - 38 - 55 kuralı geçerlidir. Bu kural; iletişimde yüzde 55 beden dilinin, yüzde 38 ses tonunun, yüzde 7 konuştuğumuz kelimelerin etkili olduğunu söyler. Toplumdan topluma küçük farklılıklar göstermekle birlikte bu kural tüm dünyada kabul görmektedir. Burdan çıkaracağımız; karşımızdaki kişiler büyük ölçüde beden dilimizi değerlendirir. Yani bir şeye ağzınızla evet derken başınızı iki yana sallıyorsanız, ağzınızdan çıkanın bir önemi yoktur. Tüm insanlar beden dilini kullanmayı bilerek doğar, çünkü bu kendimizi ifade etmede bir gereksinimdir. Etrafınızdaki çocukları inceleyin. Vücutlarını aktif olarak kullanırlar, daha kendilerini tam olarak ifade edemedikleri için vücut dillerinden yardım alırlar, biz onların ifade zorluğu çektiğini farketmeyiz bile. Ama büyüdükçe vücudun rahatlığa alışmasından dolayı bu alışkanlık kaybolur ve iletişim azalmaya başlar. Bazı çocuklara büyümüş de küçülmüş dememizi