Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Kariyer sahibi olmanın yolları

Verilen sürelere uymak Şirketler güvenecekleri insanlara ihtiyaç duyarlar. Zamanlamalara uymamak profesyonel bir tavır değildir. Ayrıca, diğer çalışanların programlarını allak bullak eder ve patronu kötü duruma düşürür. Söz verirken en iyi çözüm, yapabileceğinizin altında vaatlerde bulunup, çok daha fazlasını sunmaktır. Çalışma saatlerinde özel işler yapmamak Şirketin e-mail ve telefon sistemleri şirket işleri içindir. Kişisel telefon görüşmelerinizi az ve kısa yapmaya çalışın. Duygusal konuşmalarınızı asla şirkette yapmayın. Bazı şirketlerin silinen e-postaları bile okuyabilecek bir altyapısı oldugunu unutmayın. Patronunuzun okumasını istemeyecegi hiçbir mektubu, şirket bilgisayarından göndermeyin. Çalışanlarla ilişki içinde olmak Şirketinizde ve sektörünüzde çalışanlarla ilişki içine olun. İzole yaşamayın. Bilgi  sahibi  olmak, ofis politikalarindan yara almadan çıkmaya yardımcı olur. Araştırmalar başarılı bir ilişkiler ağina sahip olan kişilerin daha başarili ekipler kurduğu

Hayal Ederek Kendi Cennetin'de Yaşayabilirsin

Hafızamda bir fotoğraf vardı; çıplak ayaklarımla nemli toprağını hissedebileceğim, sabahın hafif serinliğinde  Yasemin ve Hanımellerinden oluşan koku bahçemin muhteşem aromasını ciğerlerime doldurabileceğim, yeşilleriyle, cıvıltılarıyla çok canlı bir fotoğraftı bu... Beynim yıllar önce çekmiş ve çekmecelerinden birine yerleştirmişti bu fotoğrafı. Ev istemiştik; bahçesinde köpek besleyebileceğimiz, öyküler yazıp, romanlar okuyabileceğimiz, biber, maydanoz yetiştirip ruhumuzun aldığı hazzı müthiş tatlarla bedenimize de yaşatabileceğimiz daha büyük bir aile fotoğrafımız da vardı... Ekonomik koşulların hesaplarını yaparak, bu duruma beynimizi hazırlayarak, hayalimizin yoluna çıktık. Üç inançlı insanın gözünün önünde hep istediği bu hayal vardı... Maketini görüp daha da belirginleştirdik hafızamızdaki hayali ve hayalden yolu. Temelinden itibaren gittik geldik, heyecanla ilerleyen projeyi takip ettik. Bu gidiş gelişlerin sonlarına doğru fotoğraftaki bahçem için hayallerim genişlemeye b

Kendi işinizi kurmaya nasıl karar verirsiniz ?

İş kurmak için herkesin hareket noktası farklı olmaktadır.Bazıları işlerini kaybettikten sonra iş  kurmaya   karar   verirken, bazıları uzun bir işsizlik döneminden sonra  karar  vermişlerdir. Kimilerinin karşısına sürpriz bir iş fırsatı çıkmasıyla iş kurmak istemiştir. Yine bazı insanlar zengin olma tutkusuyla, bazı insanlar daha kaliteli bir yaşam için ve bazı insanlarda artık işçi sınıfından çıkıp patron olmak istedikleri için iş kurmaya   karar  vermişlerdir. Sizin nedeniniz bunlara paralelllik gösterebilir yada bambaşka bir nedeninizde olabilir. İşte kendi  işinizi  kurmadan önce yapmanız gekeren ilk şey "neden bir iş kurmak istiyorum  ? " sorusuna cevap bulmanızdır. Buna belirledikten sonra kendinize kişisel olarak ve iş olarak net hedefler koyun. Örneğin kişisel hedef olarak "Ben dünyanın en zengin insanı olacağım", iş hedefi olarak da "Dünyanın en iyi x ürününü satan firması olacağım" gibi hedefleri kastediyorum. Bu hedefleri motivasyonunuz dü

Herşeye 'Fark etmez' Diyenler

Hayatta en nefret ettiğim laftır "fark etmez" lafı. O kadar saçma gelir ki bana. Küçük bir örnek vereyim mesela: - Patron: Ahmetcim bir şey ikram edeyim sana Çay mı ? Kahve mi ? istersin. - Ahmet : Fark etmez müdür bey. İşte anlamadığım nokta burada başlıyor. Nasıl yani fark etmez !! Fark eder yahu fark eder. Mesela örnek şöyle olsaydı; "Çay mı içersin yoksa gazoz mu ?" denilseydi. Yine fark etmez diyecekti bu adam. Çay sıcak bir şeydir, gazoz ise soğuk bir şey neresi fark etmiyor(muş)... Eğer size bir seçme hakkı tanındıysa neden kendinizin seçme şansı varken bunu başkasına devrediyorsunuz ? İçinizden diyorsunuzdur şimdi "ama nezaket için böyle diyoruz biz.." Alakası yok, nezaket edecek başka bir şey bulursunuz. Kibar davranırsınız, onu dinlersiniz, büyüğünüz ise elini öpersiniz falan. Hayatta her zaman seçme şansı bize verilmez arkadaşlar. Bize verilen şansı fark edelim. Mesela bunla ilgili küçük bir hikaye anlatayım sizlere. Hikaye benim değild

Sıkıcı İnsanlar

Sıkıcı  bir insanı dinlemek gerçekten zulümdür. Bu sıkıcı insanlar direk kendilerini belli ederler zaten. "Nasılsın?"  sorusunu sorduğunuzda, on dakika boyunca anlamadığınız bir şekilde kendilerinden bahsederler. Mesela siz tiyatro öğrencisisinizdir, karşınızdaki insan ise kimya mühendisidir. Nasıl olduğu sorusunu sizin anlayamadığınız tuhaf terimlerle, projelerle anlatmaya koyulurlar uzun uzun.  İnsanlar  aslında sizi dinlemezler, içten içe bir an önce susmanızı beklerler. Her şeyi diğer insanların umurunda olmayan en ince ayrıntılarla anlatırlar. Hayır insanlar sizin nasıl olduğunuzu bilmekten memnunlar ama mesela evinizdeki çeşmelerin ayrıntılarını öğrenmeye kimse pek meraklı değil. Örneğin ilişkilerinizden bahsediyorsunuz, aranızda geçen her cümleyi ve her hareketi anlatarak siz sadece kendinizi tatmin edersiniz, karşısınızdaki içinde patlamak üzere olan bombanın sıkıntısıyla gerilir gerilir. Kimse sizin ilişkinizdeki facebook vs ayrıntılarını dinlemek istemiyor. "İş

Mazeretler

Neden aklı başında, sağlıklı, gücü ve kuvveti yerinde bir insan hayatının sorumluluğunu eline almaz? Neden işler yolunda gitmeyince, birçoğumuz durup düşünmeyi ve hatalarımızı kabullenmeyi reddedip, hemen suçlayacak birilerini ararız? Hatalarımız ve istenmeyen sonuçlar için mazeretler bulmak başarısızlığın en büyük nedenlerindendir. Birçok kişi bir mazeret seçtikten sonra onunla yapışık ikiz gibi dolaşmaya ve hayatını yaşamaya başlar. Maalesef, bazı yalanlar tekrar ede ede bizim doğrularımız haline geliyor ve aksi yöndeki düşüncelere şiddetle karşı çıkıyoruz… Hayat yalanlarla adeta iç içe geçiyor. Arkasına sığındığımız mazeretler de bu yalanlardır.  Mazeretler , çoğunlukla yaşadıklarımızı çarpıtarak sorumluluğu üzerimizden atmak ya da kendimizi aklamak için uydurulan kılıflardır. Yalanlar gerçeği ve bizi yok eder. Yalan söylediğimiz de kendimize olan saygı ve güvenimizi yitiririz. İçimizde gizlediğimiz gerçek, sürekli bizi rahatsız eder. Bazı yalanlar bir çıkar sağlamak veya biri

Özgüveninizi geliştirmek için şunları yapın

Özgüven, en basit anlamıyla kişinin kendisine inanmasıdır. Özgüven, kişinin yapacağı işlerde ve varmak istediği hedeflerde kendisini dinamik tutan ve başarıyı yakalayacağına olan inancıdır. Kişinin faydalı bir özgüvene ulaşabilmesi  için  şu noktalara dikkat etmesi gerekir: - Önce kendini bilmek ve ortaya koymakla başlanmalıdır. - Yapabilme inancı güçlü tutulmalıdır. - Yeterlilikler, güçlü ve geliştirilebilir özellikler belirlenmelidir - Kendisini ve çevresindekileri yapabileceğine inandırmalıdır. - Ulaşılabilir ve gerçekçi standartlar belirleyip yapabileceğinin en iyisini yapmalıdır. - Yapılacak işlerde hazırlık, olabildiğince tamamlanmalıdır. - Hedefler hep akılda olmalıdır ve hedeflere ulaşmanın mutluluğu sık sık hayal edilmelidir. - Kişi kendisini, sadece kendisiyle kıyaslamalıdır. Kıyaslamalar yapabilecekleri ve yaptıklarını değerlendirmek biçiminde olmalıdır. - Yapmak istenilen işlere gönülden inanılmalı ve asla vazgeçilmemelidir. Olabildiğince amaçlara yoğunlaşılmalıd